FOTOGRAF KİTAPLIĞI

"Fotoğraf çekmek, keşke sadece fotoğraf çekmek kadar basit olabilseydi." diyor Özcan YURDALAN usta, "Belgesel Fotograf ve ve Fotoröportaj" adlı eserinde.
Gerçekten de oldukça popüler hale gelen fotograf çekmek tekbaşına oldukça basit bir eylem gibi görülse de işin derinlerine inildikçe ne kadar çok detay olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Bu bölümde fotograf yolcuğunda bana eşlik eden ustaların eserlerinden bazı bölümleri aktarmaya çalışacağım. Aslında bir çeşit not defteri de denilebilir...





Belgesel Fotograf ve Fotoröportaj" Özcan YURDALAN, agorakitaplığı, 4. basım, Aralık 2012


"fotografı sadece pazara imaj üreten bir alan ya da boş vakitleri değerlendiren hoş bir uğraş olarak görmeyip bir iletişim, tanıklık, belge, sanat... yanlarıyla ele alıyorsak kimi temel tanımlarda az çok ortaklaşmak, en azından kimin neyi kastettiğini anlamak için zorunlu görünüyor.
***
Anlatmanın o kadar çok yolu var ki ve bu yollardan her biri en az o ötekiler kadar kifayetsiz ki...
***
Anlatmanın amacı, nihayetinde bir anlaşma-uyuşma ya da uzlaşma değil, birbirini anlama-sağlamaksa eğer, anlatmanın belirli biçimleri ile değil topyekun bu iletişim repertuarı içinde sözünü kuruyor.
***
Aslında mecbur bırakıldığımız hayat, bir rızalar bütünü.
***
Günümüzde anlamak, yabancılaşmanın aşılmasından geçer. En başta hayata yabancılaşmanın aşılmasından. Fotograf, anlamanın başka bir biçimi olabilir mi?
***
Fotograf,kendi başına, anlatıcısının kurgusundan farklı bir düzleme taşıyabiliyor konusunu.(...) fotograf kendi iradesiyle birlikte doğuyor. Kaderiyle değil kendi iradesiyle.
***
Anlatmanın bir biçimi olduğu kadar, anlamanın bir aracı olarak da fotografa baksak bunu mu görürüz acaba?. ÖNCE BİR ANLAMA, SONRA ANLATMA...
***
Her fotograf aynı zamanda fotografçının hayatına dair bir kayıttır.Çektiği her portre biraz da kendi portresidir. Bu yola giren fotografçı hayatları anlamaya çalışırken kendine dair bilinmediklerine de ulaşma şansı bulur.
***
Görüntü, öncelikle fotografçının niyetidir. Anladığı, görmek istediği ve göstermeye çalıştığıdır.
***
Görmek ise sadece fiziksel bir olay değildir. İnsan görmek istediklerini, ama asıl bildiklerini ve anladıklarını görebilir.
***
Bir problemin var olduğunu görmek yetmez, ona dair sorumluluk hissetmek de gerekir ki nedenlerini anlamak için çaba harcansın.
***
Fotograf gerçekliğin bir yorumu, izidir. Bu iz, kardaki ayak izleri gibi, doğrudan doğruya fiziksel bir sürecin sonucudur. (...) Ne kadar çarpıtılmış olursa olsun, görüntüde bulunanların bir zaman gerçekten var olduklarına doğrudan bir atıftır.
***
"Kendinize karşı dürüstseniz fotografınız gerçek olur" Arto Tunç BOYACIYAN 
3G = Gerçek, Görüntü, Güven.
***
ÖĞRETİLMİŞ OLANI DEĞİL, SEZGİSEL BİLE OLSA KENDİ BULDUĞU DOĞRUYU ESAS KABUL EDİYORSA FOTOGRAFI GERÇEK OLUR.
***
Fotograf çekmek, sadece görüntüleri düzenlemek, kompozisyonu oturtmak, grafik etki yaratmak değildir. Gerçekliği anlama, aslına vakıf olma, sorgulayarak görüntüye dönüştürme gibi metotları dışlayan fotograf tarzı, fotografın sözünde fotomontajlaran çok biçimine itibar eder, oryantalist yaklaşım, konu edindiği insanları ve durumları nesneleştiren fotograflarda alttan sırıtır.
***
Üsluptaki sadelik belgeselin dilinde önemli bir vasıftır.
***
Fotografçı anladığı gerçekliği, ancak konunun karmaşıklığı içinden anlatımcı olan kurguyu bulup çıkarak ve duygusunu yaratacak ayrıntıları göstererek anlatabilir.
***
"Bir söz ancak onu açabilecek kudreti gösterebildiğinde söyleyene ait olabilir." İlker MAGA
***
Fotografçının dünya görgüsüyle, samimiyet ve dürüstlükle çektiği fotograflar, bu tektipleşmenin-silikleşen farklılıkların önüne geçecek güçlü bir araç olsa gerek. Fotograflarda farklılıkların belirginleştirilmesi için birbirleriyle karşılaştırılmalı bir üstünlük çekilmesi alet edilmeden adil bir zihniyetle ele alınması gerekir. Böylece, insan olmanın ortak yanları belirginleşirken eşitlikçi zihniyetin de yaygınlaşması sağlanır. Fotograf buna şans tanır.
***
Yaşadığımız günlerde bizim fotografçılarımız, özellikle de gençlerimiz görsel/grafik anlatım yollarına, fotomontajlara, kurgulara, karanlıkoda oyunlarına yönelirken dünya fotografı büyük ölçüde doğrudan anlatımlı fotografa geri döndü.
***
Atılan ilk adımda bu yolun öncelikle bir anlama çabası gerektirdiği fark edilir. Fotografçının tanıklığı, basmakalıp hikayenin sıradan anlatımından öteye geçmelidir. Yaratıcı bir bakışla yeni bir dil aranmalıdır.
***
"Hiçbir fikir sahibi olmadığınız konuları, en azından konu başlığına ilişkin iyi bir araştırma yapıncaya kadar erteleyin. Örneğin kent yoksulluğu meselesine, arka sokaklarda dolaşarak ve kapı aralarında bazı zavallıların fotograflarını çekerek herhangi bir katkıda bulunamazsınız. Bu keşif değil sömürüdür. David HURN
***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder